DOLAR 34,5408
EURO 36,4611
ALTIN 2961,843
BIST 9149,39
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Uzat Ellerini Öğretmenim

23.11.2008
692
A+
A-

Sana hitabıma yürekler dolusu sevgilerle başlamak istiyorum, öğretmenim. Bilmem yüreğimdeki sevginin ne kadarını dökebilirim satırlara? Güneşin yakamozlarda göz kırptığı gibi belki. Belki de kırda biten bir tek papatya gibi. Duygulara kelime kılıfını geçirmek kolay değil ki… Ama gözler gönüllerin aynasıymış. Düşünce yelkenime rüzgar oldukça nefesin, inan gözlerim sevgimi yansıtacak.

Hani seherle tatlı bir serinliğe bürünür hava, titreyiverirsin aniden. Gözlerin hep güneşin doğacağı tarafa bakar. Sınıfın kapısı da bana hep seheri anımsatır. Tebessümünle sınıfı aydınlatacağın an’a kadar, gözlerim kapıya takılı kalır. Yüreğinin sıcaklığını hisseder, O tatlı ürperişi tekrar yaşarım. Bakışınla aydınlanıverir sanki sınıf. Her seslenişinde de bambaşka alemlere yol bulurum. Kelimelerin ardındaki gizli dünyalar âşikar olur birden. O meçhul alemleri temaşa ederken, mana balına bulaşan kelimeler tat verir düşünce soframa. Fikirlerim yıkanır senin aydınlığında. Pırıl pırıl yarınlar tüllenir gözlerimde. Her doğuşunda yepyeni bir sayfa açılır. Bilginle suladığın satırlarda, güzel düşünceler filizlenir. Ve hep doğuş bekler gözlerim…

Sıfırla sonsuz arasında, etkiler-tepkiler silsilesi olan zamanı, bir fanusa sıkıştırmak. Bir sıçrayışla zamanın farklı bir boyutuna girip, geleceğe giden yollara ışık ekmek ve şimdiyi geçip öteleri şekillendirmek isterim. Hayır, çok şeyler istemiyorum. İmkansız değil bu saydıklarım. Bilgi çekiciyle zamanı yontmak, fikir kalıbında ona şekil vermek zor değil elbet. Yeter ki gönüller aynı dili konuşsun. Kıpır kıpır yürekler yoğrulsun ümit teknesinde ve elinden tutulsun aklın, yollarda takılıp kalmasın diye.

Seni çok, hem de çok seviyorum öğretmenim. Bir demet çiçekle simgelediğim sevgimin, gönlümdeki manasını bir bilsen… Keşke sana, ağzını gökkuşağı ile bağladığım bir bohça yıldız sunabilseydim. Çiçeklerin albenili rengiyle adını yazabilseydim gökyüzüne. Kuşlann cıvıl cıvıl sesiyle dile getirebilseydim teşekkürlerimi… Ah seni ellerinden tutup kendi alemimde gezdirebilsem, emek emek ektiğin tohumların goncasını gösterebilsem. Binbir türlü çiçekten gergef gibi ördüğün gönül tahtıma. seni oturtabilsem. Bilgi bulutundan damla damla süzülen sözlerinin nasıl yağdığını, düşüncemi rengarenk süslediğini bir gösterebilsem.. Gönül namemdeki en güzel hitap sanadır öğretmenim. Hayatın meçhul sokaklarından, zirvelere giden yola beni sen koydun. Sana sonsuz minnet ve teşekkür borçluyum öğretmenim.

Ruhumu, beden kabına hapsetmek istemiyorum. Ben dalgalarla coşmak, rüzgârlarla uçmak, Ay’la konuşmak ve Güneş’le parlamak istiyorum. Günün son ayak izlerinin titreştiği gurubu değil, yepyeni muştularla kıpır kıpır seher vaktini yaşamak istiyorum. Akrep ve yelkovan kıskacında sıkışıp kalan zamanı aşmak, “an”ı yırtarak “ati”yi avuçlamak istiyorum. Ben. bahçende tomurcuk, elinde altın ve önünde bembeyaz bir sayfa olmak istiyorum.

Kendimi sana teslim ediyorum öğretmenim. Zihnim ve kalbim, sanatkar ellerinde motif motif işlenmeyi bekliyor.

Gönül hazinendeki cevherlerle donat beni öğretmenim. Hedefe sıkılmış mermi gibi koşayım yarınlara. Cehalete hançer saplayıp, irfanımla boğayım onu. Karanlık çehrelere güneş tohumu ekeyim. Ve her nefesle ilim soluklasın dünyam, aydınlığa gark olsun yeni ufuklar.

Uzat ellerini öğretmenim, en içten duygularla bir kez daha öpeyim. Millet hamurunu alın teriyle yoğuran O mübeccel eller, bir değil binlerce kez öpülmeye değer. Bu yolda ağaran saçlar ve nasırlaşan eller, en değerli hazinelere bedel.

Ne mutlu, tomurcuk için çırpınan yüreklere… Ne mutlu, ilim yolunda tükenen ömürlere ve ne mutlu, öğretmenliği meslek edinenlere…