Sebepleri De Allah Bir Kaderle Yaratmıştır

Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanın her birinin sıkıntı yaptığı konuları vardır. Herkesin hayattan beklentileri, hayal ettikleri vardır. Ancak hayat istiğimiz gibi gitmediğinde, planlarımız yaşadıklarımıza uymadığında bunları kendimize sıkıntı yapar, bazen bunalıma bile gireriz. Yine insanlar istedikleri hayatı yaşadıklarında, beklentilerini gerçekleştirdiklerinde aradıklarını bulacaklarını ve mutlu olacaklarını sanırlar.
Bir insanın hedeflerine ulaşması için sebeplere sarılması zorunludur. Bu Allah’ın yaşam için koyduğu kanundur ve kimse Allah dilemedikçe bunun dışına çıkamaz. Örneğin, bir öğrencinin çok istediği bir okulu kazanabilmesi için çalışması, gerekirse rahatından fedakarlık etmesi gerekmektedir. Yine işinde kariyer yapmak isteyen bir insanın kendini geliştirmesi, bu yönde ciddi bir çaba vermesi gerekecektir. Şu unutulmamalıdır; sebepleri yaratan Allah’tır ve dilediği an bunları kaldırıp bir olayı direk sonuca ulaştırabilir. Ancak imtihanın bir gereği olarak Rabbimiz olaylarda sebepleri zorunlu kılar. İnsanlar bu sebeplere sarılarak sonuca ulaşmaya çalışırlar. Bu yüzden insan, olmasını istediği bir olay için sebeplere sarılırken bunların yaratıcısının Allah olduğunu düşünmesi gerekmektedir. Aksi halde gaflete düşer, sebeplerin karşısına kendiliğinden çıktığını ve kendisi sebeplere sarıldığı için sonuca ulaştığını sanacaktır.
Bu yüzden her işimizde Allah’a yönelip, yardımı O’ndan beklemek doğru olandır. Herşeyin kendiliğinden oluştuğunu sanmak insanı sıkıntıya ve mutsuzluğa yada şımarıklığa sürükler. Kişi başarısızlığını yada başırısını kendinden sandığı an olayları kontrol edebildiğini düşünür ve bütün yükü kendi üzerine alır. Bu da insanı hayatı kontrol etmeye çalışma gafletine düşürür. Bir yanlış yaptığında kişi bunu nasıl yaptığını saatlerce, hatta günlerce düşünerek kendine zulmeder. Yine bir konuyu başardığında yine sebeplere kendi gücüyle sarıldığını, kendisinin başarılı olduğunu sanır ve kibir insanın benliğini kaplar. Allah herşeyi bir kaderle yarattığını ve insanların olayları kendi kontrolü altında sanmaması gerektiğini bir ayetinde şöyle haber verir:
“Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre pek kolaydır. Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah’ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.’’ (Hadid Suresi, 22-23)
Allah’ın gücünü, insanlar üzerindeki merhametini ve herşeyi bir kaderle yarattığı gerçeğini anlamak çok hayatidir. Kadere iman eden ve Rabbine sığınan insan ancak olaylar karşısında itidalli bir tavır sergileyebilir. Sebeplere sarılıp, sebepleri ve sonucu yaratacak olanın Allah olduğunu hiç aklından çıkarmayan insan, diğer insanlar gibi sıkıntıya düşmez tam tersine her olayda bir hayır ve güzellik aradığı için hem ecir kazanır hem de mutlu olur. Sorunlar karşısında sıkıntı duymak yerine, sebeplere sarılıp çözümü Allah’a bırakmak insanı rahatlatacaktır. Çünkü herşey zaten Rabbimiz’in dilediği şekilde gerçekleşecektir.
Allah bir insana bolluk, bereket, iman, huzur, mutluluk nasip ederse, dünyanın bütün insanları bunu tersine çevirmek için bir araya gelseler başarılı olamazlar. Yine Allah bir insana sıkıntı ve azap nasip etmişse hiç kimse bu insana yardımcı olamaz. Bu yüzden Allah’ın merhametine sığınmak gereklidir. Zaten her işinde Allah’a yönelen bir insanın sıkıntı duyacağı bir durum hayatında gerçekleşmez. Böyle bir olay olsa bile yine de hayır vardır. Çünkü Rabbimiz olumsuz gibi görünen bir olayı hikmetle yaratmaktadır.
“… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.’’ (Bakara Suresi, 216)