Ş Harfi
ŞABBAPLI: Süslü söz. Yağlandıra ballandıra anlatma.
ŞAŞHANAYA ÇEVİRMEK: İşe yaramaz hale getirmek, bozmak.
ŞAKAR: Fasulye sırığı.
ŞAKKA: Bir şeyin iki eşit parçasından her biri.
ŞATAVATLAMAK: Kışkırtmak, tahrik etmek.
ŞEGİRT: Çırak, yamak.
ŞENLİK: Kalabalık.
ŞEPLİ: Sapı olmayan bıçak ağzı.
ŞIĞVA: İnce uzun boy. İnce uzun boyu olan.
ŞİŞEK: Bir yaşını doldurmuş dişi koyun.
ŞİV: Kabak ve fasulye gibi bitkilerde ince uzun gövde.
ŞİVAN ETMEK: Aşırı feryat figan etmek, ağlayıp sızlamak.
SOĞUMSUZ : Sabırsız.
ŞOĞURT: Salya.
ŞOHAR ETMEK: Balta ve keser gibi aletlerin körelen ağızlarını düzeltmek için demircini bu aletleri ısıtarak çekiçlemesi.
ŞOLVA: Aynadan ya da parlak bir cisimden yansıyan ışık huzmesi.
ŞOR: Tuzlu.
ŞORAK: Tuzlu tadı olan su ya da verimli olmayan tuzlu toprak.
ŞORU KANMAK: Hevesini almak.
ŞÖTİ: Mayalanmamış çavdar hamurundan yapılan ekmek. İyi yiyimli olmayan ekmek.
ŞULUPLEYİN ÇIKMAK: Bir şeyin bulunduğu yerden tamamen çıkması, kopması.
ŞULUPO: Ağaç kısmı çıkarılmış rulo şeklindeki ağaç kabuğu.