DOLAR 32,5172
EURO 34,7894
ALTIN 2421,275
BIST 9679,69
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Mutluluğu Yanlış Yerde Aramak

01.07.2011
583
A+
A-

İnsanların genelinin yanlışa düştükleri çok önemli bir konu vardır. Hayatlarının büyük bir kısmını kapsayan sıkıntılarının, hüzünlerinin, acılarının cevabını yanlış yerde aramaktadırlar. Bütün yöntemleri denemelerine rağmen doğruyu bir türlü bulamadıklarının kendileri de farkındadırlar. Edindikleri hayat felsefelerinin, seçtikleri yolların, yol gösterici olarak benimsedikleri ahlak yapılarının gerçek mutluluğu sağlamadığını görmektedirler. Allah’ın hükümlerinin gözetilmediği her yol insanı doğruya ulaştıramaz. Ne insanın kültürü, ne eğitim seviyesi, ne yaşadığı ülke yada sosyal aktiviteleri yaşadığı sıkıntıları gideremez. İnsan dünyayı amaç edindiği sürece, denediği hiçbir yöntem onu mutlu etmeye, sorunlarını çözmeye vesile olamayacaktır.

İnsanın büyük çablar verip elde ettiği her ne varsa ölümle birlikte geride kalacaktır. Bu yüzden nefis için harcanan her çaba insana sıkıntı verecektir. İnsan ancak yaratılışına uygun olarak Rabbine boyun eğdiğinde, her işinde O’na yöneldiğinde, tüm sevgisini O’na yönelttiğinde huzuru ve mutluluğu yaşayabilir.

“Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur.’’ (Rad Suresi, 28)

Yaşamını İslam’ın hükümlerine göre düzenleyen insan, Allah’ın rızasını kazanabilmeyi umut eder. Bu umut bir Müslümanı ömrü boyunca şevkli, azimli ve neşeli kılar. Rabbimiz Kuran-ı Kerim’i kullarını doğruya iletmek için göndermiştir. Ve Kuran’daki hükümler Müslümanın yaşam tarzını belirler.

“Elif, Lam, Ra. Bu bir Kitap’tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.’’ (İbrahim Suresi, 1)

Kuran’ı rehber edinen bir insanın çözüme kavuşturamadığı bir problemi yoktur. Çünkü bütün soruların cevabı en güzel şekliyle Kuran’da bulunmaktadır. Sorunsuz bir hayat yaşayan bir Müslüman ise ömrünün sonuna kadar neşesinden ve huzurundan bir şey kaybetmez. Müslüman bu manevi halinden dolayı itidalli ve olgun bir karakter sergiler. Müslüman güzel ahlakından ötürü Allah’ın sonsuz koruması ve merhameti altına girmiş olur. Bu yüzden dünyadaki yaşamı da, ahiretteki yaşamı da güzeldir.

“Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah’ın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.’’ (Yunus Suresi, 64)

Allah’ın zikrinden uzak yaşayan insanlar, Rabbimiz’in herşeyi bir kader ve hayırla yarattığından bilgisiz oldukları için, mutlu olabilmek adına değişik kültürlerin felsefi akımlarına katılırlar. Reiki, yoga, fenkşui bunlardan bazılarıdır. Bu batıl felsefelerle mutlu olacaklarına inanırlar. Ancak yaptıkları şey geçersiz, akıl ve mantıktan uzak olduğu için, günlük hayatlarında karşılarına çıkan en küçük olumsuz bir olay, bir söz keyfilerine kaçırmaya, stres yapmaya yeterli gelir.

Oysa kalbi Allah’ın zikriyle mutmain olmuş kişi, Kuran’ı yol gösterici edindiği için, kaderin güzelliğinden haberdardır. Yaşadığı küçük büyük tüm olayların bir hikmet üzere yaratıldığını bildiğinden, hep güzeli arayan bir ruh halinde olmaya çalışır. Bu olumlu ruh hali Allah’ın dilemesi ile insanı güçlü ve olgun bir hale getirir. Rabbimiz bir ayetinde Kendisine sadık olan kullarının asla mutsuz olmayacaklarını şöyle haber verir:

“Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’’ (Bakara Suresi, 112)