M Harfi
MABEYNİ OLMAMAK: Biri ile arası açık olmak, kırgın ya da küs olmak.
MAÇ: Karasabanın tutamak ağacı.
MAFİŞ: Yufkanın kare şeklinde kesilip kızartılması ile yapılan hamur işi yiyecek.
MAĞNATA ÇIKARMAK: Durup dururken tartışma ya da kavga çıkarmak.
MAHANA: Bahane.
MAKAT: Sabit divan, peyke.
MAL: Sığır sürüsü.
MALEZ: Tadı hoşa gitmeyen ya da hoşa gitmeyen tat.
MALUK:Kabaca ağaç çivi.
MANCÜK: Cecim tezgâhında ipliğin sarıldığı mekik.
MANKİ: Topal.
MARAN: Kağnı tekerleğinin ağaç kısmı.
MARAS DOLDURMAK: Yaşına girmek. Bir yaş daha büyümek.
MARAS: Köpeklerde her bir yaş.
MARASA GİTMEK: Peşine gitmek.
MARAZLİ: Hastalıklı, illetli.
MARMAŞ: Tülbent.
MAŞRAPA: Büyük metal su bardağı.
MATAUR: İltihaplı bir yara türü.
MATLANMAK: Çok görmek, kıskanmak.
MAYASERLİ: Hastalıklı, illetli.
MAYINLAMAK: Sakinleşmek, dinmek; ağrıların şiddetinin azalması.
MAZANNİ: Yaramaz, afacan.
MAZARAT: Yaramazlık eden, ortalığı katıp karıştıran.
MAZAT: Açık artırma ile satılacak koyun ya da keçi sakatatı.
MAZMAN: Kıldan çuval, ip, urgan yapan zanaatkâr.
MECCANE: Bedava, beleş.
MECURUF OLMAK: Perişan olmak.
MEDEK: Manda yavrusu.
MEREK: Samanlık.
MERTEK: Damlarda toprak altına döşenen ağaç ya da tahta.
MEŞE: Orman.
MEVHUMSUZ: Gereksiz, lüzumsuz, boşuna.
MEYHOR: Sevimsiz, albenisi olmayan.
MIÇIH:Kirli.
MIĞEL: Geçimsiz, huysuz.
MIH: Çivi.
MIKLA: Bir tür patates yemeği.
MIKILDAMAK: İsteksiz ya da sessiz ağlamak.
MIREŞ:Kahverengi ile gri arası bir renk.
MIRINKAZ: Yeme – içmede seçici, zor beğenen.
MIRISLARINI DÖKMEK: Suratını asmak, yüz ekşitmek.
MIRİK: Eşeklerde siyaha yakın bir renk ya da bu renkteki eşek.
MIRK: Cilt altındaki sertlik, beze.
MIRT ETMEK: Üstünkörü temizlemek, bir işi gelişigüzel yapmak.
MIZLAMAK: Yalandan ağlamak.
MİLİ: Büyük ağaç çivi.
MİRAT: İşe yaramaz.
MİTİL: Küçük ve basit yatak.
MOCULAMAK: Buruşturmak, mıncıklamak
MOÇUŞLAMAK: Mıncıklamak, örselemek.
MOHRA: Bir şeyin ilk hali, bozulmamış hal.
MOHRASI BOZULMAMIŞ OLMAK: El değmemiş olmak, bozulmamış olmak.
MOMO: Öcü, korkulacak şey.
MORBET: İşlere yardımcı olabilecek yaşta küçük çocuk.
MORBETLİK ETMEK:Ufak tefek işlere yardım etmek.
MORPİS KESİLMEK: Kararmak. Çok utanmak, mahcup olmak (mec.)
MORPİS: Simsiyah.
MORŞUBA: Su bardağı.
MOTİRİK: Hizmetçi. Birinin oyuncağı olan, onun gönlünü eğlendiren.
MOZİK: Bir yaşını doldurmuş sığır.
MUDARA: Çok sağlam olmayan; çürük, iğreti.
MUFTUNA: Boşuna, boş yere, gereksiz.
MUHKÂM: Sağlam, dayanıklı.
MUKATARA: Sağlam olmayan, bozulmaya yüz tutmuş olan.
MULAVAZ BIRAKMAK: Bir işi yarım bırakmak.
MUNKARİZ OLMAK: Yok olmak, ölmek (beddua).
MUSMAR: Büyük çivi.
MUŞAVAŞ: Net olmayan. Gözlerin iyi görmemesi.
MÜKÂSAR: Kilotun lastik takılan kemer kısmı.
MÜSEYİP: Tertipsiz, perişan.
MÜŞGÜLLÜ: Şüpleli olan, kesin olmayan.
MÜZEVİR: Haberci, laf yetiştiren.