Gezi Parkı Eylemi’nin Düşündürdükleri

Günlerce süren Gezi Parkı eylemleri ile ilgili çok şey düşünüldü ve çok şey yazıldı. Siyasilerimiz bazı kararlara vardı, halkımız Komünizm’in tehlikesini bir kere daha gördü. Komünizm tehlikesi diyorum, çünkü birçok kişinin de bildiği üzere bu Gezi Parkı eylemleri bir plan üzere gerçekleştirildi. Ne ağaç sevgisi, ne de demokrasi adına yapıldı. Tabii gerçek anlamda bunları savunanları tenzih ederim.
Her olayda olduğu gibi Gezi Parkı eylemlerinden çıkarılması gereken dersler var. Bence bunlardan en önemlisi, halkımızın büyük bir bölümünün Komünizm tehlikesinden habersiz olması ve yönlendirilmeye açık olmasıdır. Örneğin Gezi Parkı ayaklanmasında halkımızın büyük bir bölümü nasıl davranacağını bilemedi. Aydınlarımızın büyük bir bölümü ise ne yazacağını bilemedi. Oysa bu eylemi başlatanlar ne yapması gerektiğini çok biliyorlardı. Belki aylardır, belki de yıllardır bunu planlıyorlardı. Bu yüzden nerede toplanılması gerektiğinden, hangi sloganların atılacağına kadar hepsini planlamışlardı. Ancak halkımızın büyük bir bölümü kim nereye çekerse oraya doğru gitti. Çünkü bir fikir yok, bir amaç yoktu.
Bu yüzden halkımızın Komünizm’e karşı bilgilenmesi, Hükümetimizin bu konuda çaba sarf etmesi hayatidir. Böyle bir olay karşısında nasıl davranmamız gerektiği, polisimize nasıl yardımcı olabileceğimiz, sosyal medyada neler yazabileceğimiz devlet tarafından anlatılmalıdır. Hepsinin temelinde Komünizm’in ne olduğu, tehlikeleri, nasıl önüne geçebileceğimiz ayrıntıları ile öğretilmelidir.
Komünistler eylem konusunda oldukça eğitimliler ve organize bir şekilde hareket edebiliyorlar. Halkın psikolojisine göre şekil değiştirebiliyorlar. Örneğin yaptıkları eylemler içerisine İslam’dan esintiler koyarak aslında iyi olanı istediklerine dair bir maske ile kendilerini gizleyebiliyorlar. Eylemciler içine Komünist olan ancak ibadetlerinde titiz olan bir Müslüman gibi davranan insanları sokabiliyorlar. Böylece bazı Müslümanların da bu eylemleri istediği havasını oluşturmaya çalışıyorlar. Halkımız devlet tarafından, organize olma konusunda yönlendirilirse, bir daha böyle bir eylem olduğunda Komünizm bunun karşısında duramaz ve hemen geri çekilirler.
Hükümetimiz ilk iktidar olduğu zamandan bu yana çok işler yaptı, birçok başarıya imza attı. Ancak elbette eksik olan yönleri var. Bence bunlardan bir tanesi kaliteye verdiği önem. AK Parti daha çok kaliteli ve kültürlü gençler yetiştirmeye önem vermelidir. Komünizm’in ne olduğunu bilen, Atatürkçü ve milletini seven bir toplum Allah’ın izni ile bu tür provokasyonların çok kolay önüne geçebilecektir.

Yazan – Ayça SONER