Dini Yaşamak Allah’ın İzniyle Çok Kolaydır
Kuran, Rabbimiz’den insanlara şifa, nasıl yaşamamız gerektiğini tarif eden doğru tek rehberdir. İnsanı yaratan Rabbimiz, kullarının nasıl yaşadığı takdirde mutlu ve huzurlu olabilceklerini kitabında bildirmiştir. İnsanın acizliği bilen Allah, hükümlerini de kolay kılmıştır. Allah bu hükümleri ile insanların üzerindeki tüm ağırlıkları da kaldırmaktadır. Özellikle kader gerçeğini bilen kişi, yeryüzündeki herşeyin, kendisi de dahil Allah’ın kontrolünde olduğunu bildiği için, Rabbine teslim olacak, olayların hayırla yaratıldığını bildiği için de yaşamı boyunca huzurlu ve mutlu olacaktır.
Bazı insanlar Kuran ahlakını yaşadıklarında, dünyadaki nimetlerden yararlanamacaklarını, kendilerini kısıtlamak zorunda kalacaklarını, hayatlarının daha zor olacağını sanmaktadırlar. Oysa bu bakış açısı tamamen şeytandan kaynaklanmaktadır. Oysa zor olan, şeytanın yoluna uyup, Allah’ın yakınlığını kaybederek yaşamaktır. Bu insanlar korkular, acılar, bunalımlar içinde yaşamaktadırlar.
Allah’ın zikrinden uzak yaşayan insanlar, Allah korkusunu ve sevgisini kalplerinde yaşamadıkları için, tavırlarında da bir sınır görmezler, günaha yatkın olurlar. Bundan dolayı gerçek sevgiyi, adaleti, hoşgörüyü, fedakarlığı da yaşayamazlar. Birbirlerine güvenleri yoktur. Bir nevi cehenneme benzer bir yaşam sürerler.
Rabbimiz Kuran’da ibadetlerimizin ne olduğunu ve nasıl yapmamız gerektiğini haber verdiği gibi, bir insanın hayatına dair tüm ahlak kurallarını da haber vermektedir.
Kuran’ın bildirdiği yardımlaşma, sevgi, adalet, kardeşlik, höşgörü gibi erdemler aslında herkesin bildiği gerçeklerdir. Yalnız bu erdemler Allah korkusu olmadan yaşandığında geçici olmakta, kişi bu ahlak özelliklerini nefsine kolay geldiği tarafından uygulamaktadır. Örneğin, zengin bir kişi ara ara fakirlere yardımda bulunuyor, onların ihtiyaçlarını karşılıyor olabilir. Ancak kalbinde Allah korkusu olmadan ve sadece O’nun rızasını kazanmak niyetiyle yapmıyorsa bu güzel ahlakta devamlılık gösteremez. Yine hayatı boyunca helal kazanç sağlayarak yaşamış olan bir kişi, ahirete kesin bilgiyle inanmıyorsa, zorda kaldığı bir durumda rüşvet alabilir yada haksız kaçanç sağlayacak işlerde bulunabilir.
Samimi Müslüman ise güzel ahlakı Allah rızası için uygular. Bundan dolayı kimseden karşılık beklemez. Bu yüzden kimin ne düşüneceği Müslümanı ilgilendirmez. Müslüman güzel ahlakta sabırlıdır. Ne kadar zor durumda olsa da, menfaatlerine ters düşsede, güzel ahlak göstermekte kararlıdır.
“Allah, hidayet bulanlara hidayeti artırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.” (Meryem Suresi, 76)
Kuran ahlakını yaşamak Allah’ın izniyle çok kolaydır. Bu ahlakı yaşayan insan Allah’ın dostluğunu kazandığı için, ömrü boyunca Rabbi tarafından desteklenecektir. Allah’ı veli edinmiş olmasından dolayı kendini güvende hissedecek, O’nun yarattığı tüm olayların kendisinin hayrına olduğunu bildiği için de olumsuz olaylar karşında hüzünlenmeyecek, neşesinde bir eksilme olmayacaktır. Güzel ahlakı yaşadığı için, Allah kulunu hep güzelliklerle karşılaştıracak, tertemiz müminleri kişiye dost edecektir. Sadece Rabbininden yardım beklediği için, insanların kölesi olmayacak, onları memnun etme telaşına girmeyecektir. Hedefi Allah’ın rızası ve cennet olduğu için, dünya nimetlerini kendine amaç edinmeyecek, mal ve para biriktirme sıkıntısına girmeyecektir. Herşeyden önemlisi sürekli Rabbini zikrettiği için, kalbi tatmin olacak, dünyevi menfaatlere kavuşmak için tüm ömrünü harcamış insanların asla sahip olamayacakları gerçek mutluluğa kavuşacaklardır.
“Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir.’’ (Maide Suresi, 16)