DOLAR 34,2797
EURO 37,0916
ALTIN 3063,659
BIST 8945,8
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

“Çıkma” Adındaki Beraberlikler

10.03.2013
702
A+
A-

İnsanların lise çağlarında yaşadıkları bir psikoloji vardır; “flört” yada “çıkma” Bu psikoloji insanın ileri yaşlarına kadar devam edebilmektedir. Bu ilişikler birçok insan tarafından karşılıklı çıkarlara dayanmaktadır. Ve bu çıkarlar bazı insanlarda evliliğe kadar gidebilmektedir.

Bu psikolojide taraflar birbirlerine konuşmalarından, oturmalarına, hal ve hareketlerinden, duygusallıklarına kadar adeta programlanmış bir ahlakı uygularlar. Bu ilişkiler genelde güvensizliğe dayandığı için taraflar birbirlerine acı çektirecek, kırgınlığa sebep olacak, kişiliksizleştirecek tavırlarda bulunurlar. Üstelik bu ahlak, yıllardır sanki bir kuralmış gibi günümüze kadar süregelmektedir.

Bu psikolojiyi yaşayan insanların ruh hali olarak da birbirlerine uyum sağlamaları gerekmektedir. Genel olarak bu beraberlikler yaşanırken akıl ve bazı ahlaki değerler yok sayılabilmelidir.

Bu beraberliklerde çoğu zaman gerçekten sevmek yerine, çevreye gösteriş yapmak daha önemlidir. Örneğin seçilecek eşin güzel olması, çevreye hava atmak açısından önemlidir. Yine yalnız kalmamak adına da bir eş seçimi olmalıdır. Çünkü kişinin bir eşinin olması, onun açısından utanç verici olabilmektedir.

Bir beraberlik yaşamak isteyen kişinin yapacağı davranışlar da belirlenmiştir. Sevgili olmak isteyen kişi, ilk önce kaşıt cinsin bulunduğu ortamlara girer. Kendini belli etmek için çok fazla göz önünde bulunmaya, yüksek sesle konuşmaya ve gülmeye, karşı tarafın arkadaş çevresiyle tanışmaya başlar.

Eğer kişi seçtiği insanla tanışma fırsatı elde etmişse, ilk aradığı özellikler fiziğinin düzgün olması ve parasıdır. Zengin olup olmadığını anlamak içinse; ikamet yeri, yazlıkları var mı, okuduğu okul paralı mı, giysilerinin markası, takıları fikir edinmek için bilinmesi gerekenlerdir. Yani kişi ilk önce kafasında bir ticari hesap yapar, kazançlı olacağı bir ilişki ise muhabbetini devam ettirir.

Kişi seçtiği insan ile muhabbeti kurduktan sonra sıra buluşma ve bir yerlere gezmeye gidilme faslı gelir. Bu tip ilişkilerde her zaman ilk adımı atanın, arayıp soranın erkek olması gerekmektedir. Yine bir şey yenilip içilmişse parayı erkek ödemelidir.

Genelde kızlar bu konuda bekleyen, erkekler de ilgi gösteren konumunda olurlar. Örneğin telefonla araması gereken erkek, bekleyen ise kız olmalıdır. Bu anlamda erkekler fazla ilgi göstermemeye çalışırken, kızlarda fazla ilgili görünmemeye çalışırlar.

Birbirleriyle görüşmedikleri zamanlarda ise her iki tarafın duygusallaşması gerekmektedir. Bunun için hayaller kurup hüzünlenir, şiirler okuyarak ve duygusal müzikler dinleyerek özlemlerini daha da arttırırlar.

Bu kişilerin zevkleri ise birbirlerine göre ayarlıdır; giyimleri, eğlenme şekilleri, ilgilendikleri futbol takımları, beğendikleri müzikler… Beraberlikleri güçlendiyse birbirlerine daha ciddi tekliflerde bulunmaya başlanır. Ama bunun için kişinin daha yakından tanınması gerekmektedir. Bu yüzden aileyi yakından tanımak gerekmektedir. Eğer kişinin ailesinin mal varlığı büyükse, eş hemen eve davet edilir. Eğer ailesi fakirse, mümkün olduğunca aile ile tanışma faslı uzatılır. Hatta gerekirse yalan söylenir ve fakirlik gizlenmeye çalışılır. Bunun için kişinin maddi imkansızlıklar nedeni ile yapmadığı şeyleri yapmış gibi anlatması önemlidir.

Örneklerini çoğaltacağımız bu konunun sonu gelmemektedir. Kısacası; bu ilişkilerde çoğu insan güzel ahlakı değil, göreceli kavramları esas almaktadır. Allah’ın rızası değil, eşin rızasını gözetmektedir. Bu ise Kuran’da şirk olarak haber verilmektedir. Şirk ise ahirette sonsuz cehennem azabına vesile olacak bir nankörlüktür.

Gerçekten, Allah, Kendisi’ne şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa Suresi, 48)