DOLAR 32,5004
EURO 34,6901
ALTIN 2496,864
BIST 9693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Ayı ( Koca Oğlan ) – Bir Anı

13.05.2010
841
A+
A-
Rivayet edilir ki 1980 li yılların bir bahar günü hem cinslerine göre oldukça iri cüsseli, altın gibi parlayan bir kürke sahip Kocaoğlan Boğazgöreni ziyaret eder. Köylünün arazide olmasını fırsat bilen Kocaoğlan sağı solu biraz yokladıktan sonra, köylünün buğday yıkamak için kullandığı kürüne dalıp güzel bir banyo yapmak ister. Kadın ve çocukların bağırması ve köyün cesur köpeklerinin hücumuyla banyosunu yarım bırakıp ormana doğru koşmaya başlar. Ancak o sırada gün batımı yaklaşmış, köylüde araziden köye dönmektedir. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Köyden kurtuldum derken araziden gelen köylünün hücumuyla karşılaşır. Köylüde ilk etapta şaşırmıştır sonra elindeki tarım araçlarıyla Kocaoğlanın üzerine saldırır. Kocaoğlan düz yoldan ormana ulaşamayacağını anlayınca o tarla senin bu çayır benim deyip zikzaklar çizerek ilerlemeye çalışmıştır. Yaşlılar kısa bir takipten sonra vazgeçse de köyün gençleri böyle bir fırsatı ele geçirmişken bırakmaya pek niyetli değildir.
Bu gençlerden biride Hüseyin Ağanın küçük oğlu Yusuf’tur. Yanındaki Yeriş adındaki köpekten de güç alarak Kocaoğlanın peşine düşer. Elindeki levye ile bir iki hamle yapsa da Kocaoğlanda boş değildir, aynı sertlikle karşılık verip yoluna devam eder. Yusuf’ta Kocaoğlanın peşini bırakmaya niyetli değildir devamlı köpeğiyle Kocaoğlanı oyalamakta diğer gençlerin yetişmesine fırsat yaratmaktadır. Bu takip alabalık çayına kadar devam eder. Fidanlıkta bulunan değirmendeki köylülerinde işe karışması Kocaoğlanı iyice telaşlandırır. Bahar yağmurları ile iyice kabarmış olan alabalık çayına kendini atar. Bu amansız mücadelede iyice yorulan Kocaoğlan köyün kürünün de alamadığı banyosunu burada tamamlayıp karşı kıyıya geçip kurtuldum derken ogeçede onu yeni süprizler beklemektedir. Alabalık çayının bu tarafındaki bağrışmalara kulak kabartan ogeçede Mirza Dayının oğlu Dihani ve Ali Osman Ustanın oğlu Hebil Usta vardır, yanlarında Hebil Ustanın 7 yaşındaki birde çocuğu tehlikeyi fak eder. Hebil ve Dihani Usta çocuğu en yakın ağaca çıkarıp ellerindeki küreklerle kendilerini korumaya hazırlanmışlarıdır. Bu arada sudan geçmek isteyen Yusuf ve köpeği baharın coşkun suyuna kapılıp boydan aşağı ıslansa da karşıya geçmeyi başarır. Kocaoğlan artık kendi mıntıkasına geçmiş ve hamle sırası ona gelmiştir. Dihani Usta önde Hebil usta arkada ellerinde küreklerle karşı durmaya çalışsalar da pek bir şey yapamayacaklarını anlamakta gecikmemiştiler. Kocaoğlanın üzerlerine doğru hamle yapmasıyla Dihani Usta ani bir hareketle kendini kenara atınca Hebil Usta Kocaoğlanla yüz yüze kalır, daha ne olduğunu anlamadan bütün hırsını alırcasına Kocaoğlan iki ayağı üzerinde öyle bir tokat atar ki Hebil Usta kendini yarde bulur. Babasının bu durumunu gören 7 yaşındaki oğlu avazı çıktığı kadar bağırıp ağlamaya başlar. Çocuğun bu bağırmasına sinirlenen Kocaoğlan babayı bırakıp çocuğun bulunduğu vişne ağacına yönelir. Çocuğun bacağından tuttuğu gibi alaşağı eder. Baba ve Dihani Usta hayret ve suskunluk içinde nasıl hareket edeceklerini bilememektedirler. Çocuk korkudan bayılmıştır. Kocaoğlan çocuğu bırakıp hiçbir şey olmamış gibi çayırlara girip kalan banyosuna devam etmeye başlar. Bu sırada alabalığı geçen Yusuf, köpeği Kocaoğlanın üzerine salsa da köpekler yaklaşmaya cesaret edemiyor uzaktan havlamakla yetiniyorlardı.
Bu kargaşa içinde Kocaoğlan nihayet yarım kalan banyosunu tamamlayıp armanın yolunu tutmuştur. Köyün son Avcılarından Polat Dayının oğlu Hacı ve birkaç genç silahlarıyla yetişir. Silahın gelmesiyle yeni bir takip başlar, ancak Kocaoğlan ormanın içine dalmış ve küçük uçurum denen mevkiye ulaşmıştır. Arkasından hacı birkaç el ateş etse de, Kocaoğlan iki ayağı üzerine doğrulup lisanı dil ile amacım sadece bir banyo yapmaktı dercesine son kez gençlere bakıp ormanın derinliklerinde kaybolmuştur.
Kaynak ; Yusuf YILMAZ