DOLAR 32,3642
EURO 34,9957
ALTIN 2325,197
BIST 9123
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Allah'a Teslim Olmanın Konforu

06.07.2012
586
A+
A-

Şeytan, kaderi üzerine, insanları haktan ayırmak için görevlendirilmiş bir varlıktır. Bu anlamda insanları boş olana yöneltip, Allah’ı ve hükümlerini unutturmaya çalışmaktadır. Şeytan bunun için insanın en zayıf anlarını kollamaktadır. Örneğin insanın boşluğa, karamsarlığa ve çaresizliği düştüğü anlar, zayıf anlardır. İmtihanın bir gereği olarak insan, hiç beklemediği bir anda, olumsuzmuş gibi görünen, Allah tarafından özel yaratılan olaylarla muhatap olur. Örneğin bir gün sabah baş ağrıları ile uyanabilir ve kanser olduğunu öğrenebilir. Herhangi bir nedenle evinde yangın çıkabilir, evi ve malı zarara uğrayabilir. Ciddi bir kaza sonucu sakat kalabilir, hayatının geri kalanını yatağa bağlı geçirmek zorunda kalabilir. İşte bu gibi durumlar, Allah’a teslim olmamış insanların zayıf düşmelerine, umutsuzluğa kapılıp, bunalıma girmelerine neden olur. Oysa Rabbimiz bir ayetinde, hakkı uygulayarak, Kendi’sine teslim olan kulları için asla mutsuzluk olmadığını şöyle haber vermiştir: Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112) Dünyada yaşadığımız küçük-büyük hiçbir olay tesadüfen karşımıza gelmemektedir. Hepsini Allah kaderde belirlemiştir. Yolda yürürken ayakkabımızın bağının çözülüp, takılıp düşmemiz, yemek için hazırladığımız çorbanın tuzunu biraz fazla koymamız, bir yere yetişmeye çalışırken, trafiğin sıkışması, depremler, seller ve diğer doğal afetler hepsi kaderdedir. Bazı insanların sandığının aksine de bu olayları insan kontrol edememekte yada değiştirememektedir. Bu yüzden yaşadığımız her olayın bir hikmeti bulunmaktadır. Eğer kişi yaşadığı olayları bu mantıkta değil de, yanlış olan, tesadüf mantığı ile değerlendirirse, yaşadığı olumsuzmuş gibi görünen olayları kendinden yada bir başkasından bilecek, sıkıntı ve stres yaşayacaktır. Kişinin bu durumu ise şeytana davetiye çıkarmak anlamına gelecektir. İnsanı saptırmak için pusuda bekleyen şeytan için, bu zayıf ruh hali önemli bir fırsattır. Böyle bir durumda Rabbimiz Müslümanın tavrının nasıl olması gerektiğini bir ayette şöyle haber vermiştir: (Allah’tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Araf Suresi, 201) Aslında zorlu zamanlar, Rabbimiz’in gücünü anlamak ve O’na sığınmak için yaratılmış özel anlardır. Ancak şeytan, imtihan gerçeğini unutturup, insana içindeki durumu çıkılmaz gibi göstermeye çalışır. Oysa kişi içini ferah tutup, hemen Allah’a sığınsa ve kaderi düşünüp, güzel ahlak göstermeye gayret etse, yaşadığın olayın lehine olduğunu anlayacaktır. Allah, kişinin kalbine huzur ve güvenlik duygusu indirecektir. Örneğin Peygamberimiz (sav)’in hicret sırasında sığındığı mağarada tevekküllü nedeni ile Rabbimiz’in O’nda yarattığı huzur şöyle haber verilmiştir: Siz Ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak Onu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: “Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.” Böylece Allah Ona ‘huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 40) Hz. Muhammed (sav), ayette de anlaşılacağı üzere, Allah’a olan güçlü bağlılığı ve güveni nedeni ile asla zor olaylar karşında yılmamış ve her zaman da Allah’ın yardımını görmüştür. Allah’ın zikrinden uzak olan insanlar, güzelliklerden daha çok kötü olanı görmeye eğilimlidirler. Allah, bu insanlara nimetinden bolca verdiğinde, hemen sevince kapılır, imtihan olarak nimetlerinden eksilme yaptığında ise, hemen nankörce bir tavır takınırlar. Oysa Rabbimiz, birçok ayetinde Müslümanlara ümitsizliğe kapılmamaları gerektiğini defalarca haber vermiştir. Buna rağmen bazı insanların tersi bir ahlak sergilemeleri, kendi kendilerine zulüm etmelerinden başka bir şey değildir. Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar. (Yunus Suresi, 44)