DOLAR 35,1981
EURO 36,7471
ALTIN 2968,734
BIST 9724,5
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Açılım Masalı ve Faturası

23.06.2010
715
A+
A-
Yıllardır ülkemizde terörle yatıp terörle kalkıyoruz. Her gün bin bir umutla şafağa açtığımız gözlerimiz, kör karanlıklarda hüsranla kapanıyor. Ve biz ümitlerimizi bir başka sabaha erteliyoruz… Heyhat! Ne yazık ki her sabah bir evvelkinden de merhametsiz çıkıyor. Bütün ümitlerimizi gecenin kör zifiri karanlığı yutuyor.
 
Millet olarak, yıllardır şehit haberleri ile uyanmadığımız bir sabahımız olmadı neredeyse. Üstelik de her yaşadığımız acı bir evvelkini unutturacak kadar büyük. Daha kısa bir süre önce Tokat-Reşadiye’deki şehitlerimize döktüğümüz gözyaşlarımız kurumadan arkasından Samsun’daki şehitlerimiz yaramızı yeniden kanattı. Sonra İskenderun… Son olarak-inşallah son olur- Hakkâri’den 12 şehit haberi… Sayı her geçen gün azalacak yerde artıyor.
 
İmralı sakini eşkıya başı bir ay önce mesaj gönderdi: “Askeri operasyonlar durdurulmasa ondan sonra olacaklardan ben sorumlu değilim.” Evet, o sözünde durdu ve şimdi bütün şehirlerimiz tehdit altında. O bir teröristken sözünde durdu da biz bir türlü verdiğimiz sözü yerine getiremiyoruz.
 
Yılardır: “Şehitler ölmez, vatan bölünmez.” diyoruz, “Şehitlerin kanı yerde kalmayacak.” diyoruz, “Terör bitene kadar mücadelede kararlıyız.” diyoruz, “terörle bir yere varılmaz.” diyoruz… Diyoruz da maalesef vatan bölünmenin eşiğinde… Her gün yeni şehitler veriyorsak şehitlerin kanı yerde kalmış demektir. Nasıl terörle bir yere varılmaz ki biz taviz verdikçe onlar yeni tavizler koparmak için yeniden kan dökmekten geri kalmıyorlar. Terörün bundan on sene önceki yaptırım gücü ile bu gün geldiği nokta hiç kıyaslanabilir mi? Daha dün “Kürt” kelimesini telaffuz edemeyenler bu gün yüksek sesle Kürdistan’dan söz ediyorlar. Dün hayal dahi edemedikleri PKK’yı, devletin muhatap kabul etmesi fikrini bu gün açık açık dile getirmekten çekinmiyorlar. Kürt sorununun çözümünde eşkıya başının da görüşlerinin de alınmasını ve tahliye edilmesini istiyorlar. T.C. Anayasasına rağmen devlete Kürtçe yayın yapan radyo ve televizyonlar kanalları ihdas ettirdiler. Bu saydıklarım ve sayamadıklarım gösteriyor ki PKK terör olayları ile ülkemizde bu gün bir yerlere gelmiştir.
 
Hükümet, Güneydoğu’dan son seçimlerde beklediği oyu alamayınca onlara şirin gözükebilmek için ağızlarına bir bal çalmak maksadıyla önce “Kürt Açılımı” diye bir lafı güzaf ortaya attı. Ama ne olduğu henüz anlaşılamamış bu safsata, baktılar ki abesle iştigal, bu sefer ismini “Demokratik Açılım” daha sonra da “Millî Mutabakat” olarak değiştirdiler. Bu sözüm ona projelerine destek vermeleri için de toplumun değişik kesimlerinden kendilerine destek verecekleri cımbızla seçip onlarla içinde ne olduğu kesin olarak bilinmeyen ve sınırları belli olmayan bu ucube projeyi paylaştılar. Sayın Başbakan, “Herkes bu taşın altına elini koymalıdır.” dedi, ama birilerinin elini altına koyacağı taş ortada yoktu. Sonra gel zaman, git zaman anlaşıldı ki bu balık bu oltaya gelmiyor hatta elimizdeki oltada elden çıkacak. Evdeki hesabın çarşıda tutmadığını neden sonra anladılar, ama artık iş işten geçmiş “Açılım”ın ilk telaffuzundan bu yana 126 şehit vermiştik. Diğer verdiğimiz ve geri dönüşü olmayacak/olamayacak tavizlerimiz de bir yana… Artık onlar da bu hikâyenin inandırıcılığını yitirdiğini anladılar, fakat delikanlılığa helal gelmemesi(!) için sözlerinden dönemiyorlar başka.
 
Sözü burada noktalayıp şu “Açılım Masalı”nı bir de şiir dili ile hikâye edelim:
 
AÇILIM MASALI
        
Bir varmış, bir yokmuş diye başladı,
Bu modern(!) masalın “açılım” adı
Çoban uykuda, it sürüye daldı
 
         Şehirler baskında, boşalmıştır in,
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
                  
Bir aklı evvelden mucize icat
Zannetti ki onunla düzelir hayat
Sana yakışan bu, yarayı kanat
 
         Günbegün artıyor nefret ile kin
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Sen açılım dedin, onlar açıldı
İmralı, itleri sürüye saldı
Çocukları yetim, gelin dul kaldı
 
         Sana bunları mı emreder din?
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Millî bütünlüğün dibi delindi
Terörün önünde dize gelindi
“Açılım” ilaçtır, için denildi,
 
         Sen gaza geldin bak, dolmuşa bindin,
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
        
Yolgeçen hanına dönünce Habur
Habur’u geçenler itibar bulur
Öfkeler kabarır, tükenir sabır
 
         Onları değil de bizleri yerdin,
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Ayarlı savcılar, mobil mahkeme
Teröristler bülbül, hâkim kekeme
Bari bunun adına adalet deme
 
         Hukuku ayaklar altına serdin,
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Hele sen Türk’üm de, sonrası kolay
Ya da ben şuyum de, bilelim, hay hay!
Sonra başkasını ne sayarsan say
 
         Ülkeyi bölmektir yegâne derdin,
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
                  
Demokratikleşme nerede kaldı?
Aç köpekler senden cesaret aldı
Salyalı ağızla sürüye daldı
 
         Başına çal, yere batsın niyetin,          
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
                  
Bu nasıl açılım durmadı hiç kan?
Sen açılım dersin, bölünür vatan
Seni gidi hain, seni şarlatan!
 
         Kalkanın softalık, masken ise din,
         “Açılım” dediğin bu mudur senin?
        
Sayende sonunda dil de bölündü
Ülkemiz yamalı bohçaya döndü
Analar ağladı, ocaklar söndü
 
                Bu devran süremez, böylece bilin
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Sen bir borazansın, yeli ellerin
Gövde İmralı’da dili ellerin
Tetik başkasının, eli ellerin
 
                Tutulur dillerin, kırılır elin,
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Elektrik beleş, suları beleş
Yetim haklarını çekersin peşkeş
Yetmedi, üstüne üstlük TV Şeş
 
                Bunlara ne iman dayanır ne din,
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Her türlü melanet meşru sayılır
Karakol basılır, cana kıyılır
Devletin temeli alttan oyulur
 
                Çıkmıştır diyorlar şişedeki cin
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Kömürden de kara şu sizdeki ak
Kimlerin başında patladı kabak?
Bir yumruk kaç cana mal oldu bir bak?
 
                Bu nasıl vicdandır sızlamaz için?
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
Sayende eşkıya laftan anlamaz
Laf anlamayana, davul zurna az
Derler ki merhamet doğurur maraz
 
                Hesap sorulacak bil, hinoğlu hin
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
                  
Analar ağlıyor, akıyor kanlar
Yürekler dağlandı, daraldı canlar
Sanma ki yanıma kalacak bunlar,
 
                Huzuru mahşerde hesabın çetin
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
 
CAN’a züldür bilin bunca eziyet
Bu eziyetten de öte ihanet
İnadım inattır, diyorsan şayet
 
                Sıkılır boğazın, kesilir dilin
                “Açılım” dediğin bu mudur senin?
                                     Erzurum/ 04.05.2010
 
En kalbî muhabbetlerimle…CC