B Harfi
BACA: Toprak dam.
BACI: Kız kardeş.
BADİYA: Büyük.
BAGA: Ahırda yemlik.
BAGALARI KAPMAK: Çok zor durumda kalmak. Çok acıkmış olmak.
BAĞDADİ: Ahşap duvar.
BARDAN: Büyük çuval
BARDEL: İşveli, cilveli; fahişe.
BARHANA: Kap kacak.
BARHANALIK: Taşlık, kayalık yer.
BATAL OLMAK: İşe yaramaz hale gelmek, viran olmak.
BATMAN: Sekiz kg’lıkağırlık ölçüsü birimi.
BAYAĞ: Demin, az önce.
BAYIR: Mera.
BEDEVRE: Ağaç çıta.
BEDNAM: İyi olmayan, kötü.
BEDRO: Büyük su kovası.
BEHUZUR ETMEK: Rahatsız etmek, huzursuz etmek.
BEHUZUR OLMAK:Rahatsız olmak, huzursuz olmak.
BEL: Demir kürek.
BESE GİRMEK: Bahis tutuşmak.
BEYBAH: Kalleş, mert olmayan.
BEYHUTLAMAK: Sakinleşme, uykuya geçme; ağrı ve sızının geçici olarak dinmesi.
BICIGİ: Bir tür yabani arı.
BICIK: Uzun ya da küçük kuyruklu bir koyun türü.
BICIRGAN: Sulu yara.
BICIRIK TUTMAK: Ayakların ya da kolun uyuşması.
BICIRIK: Kıvırcık saç.
BILDIR: Geçen yıl.
BIRGI: Ağaç delmeye yarayan matkap.
BİBİ: Babanın kız kardeşi, hala.
BİLEVLEMEK: Kesici aleti keskinleştirmek. Birini bir başkasına karşı kışkırtmak (mec.).
BİNGÜN: Dargın, gücenik, küskün.
BİROYUN: Bir zamanlar, bir kere.
BİŞİ: Bir tür hamur işi yiyecek.
BOĞAZLİ: Obur, iştahı açık.
BOSTAN: Salatalık; sebze tarlası.
BOZ: Hayvanlarda kurşunî renk.
BUHAK: Çene altı; gerdan.
BUHAĞ BAĞLAMAK: Kilo almak, şişmanlamak.
BUHAYRİ: Baca.
BULAMA: Yeni doğum yapan hayvanların ilk sütü ile yapılan bir tür yemek.
BULUL: Hububat saplarından ya da ottan yapılmış büyük demet, yığın.
BURÇ: Ağaç yaprağı ve ağaçların körpe filizleri.
BÜK: Bir tür dikenli çalı ya da bu çalıların bulunduğu yer.