DOLAR 34,543
EURO 36,4376
ALTIN 2965,115
BIST 9155,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

60 Yıldır Her Yerde El Ele

22.10.2012
760
A+
A-

Erzurum’un Olur ilçesi Atlı köyünde yaşayan 80’lik Şengül çiftinin 60 yılllık evlilikleri, adeta çağdaş bir aşk destanı. İlkokul ikinci sınıfta birbirlerine aşık olan Lütfüye ve Necmettin Şengül, bir yere giderken hâlâ el ele tutuşuyorlar. Kimi geceler seher vaktine kadar süren sohbetlerini Necmettin Şengül, ‘Bal tadında, meltem serinliğinde bir sohbet bizimkisi.’ diyerek anlatıyor.
Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı, Arzu ile Kamber… Güzel Anadolu, bağrından nice efsane aşklar çıkarmış yüzyıllar boyunca. Modern zamanlarda ise nefsin arzuları, geçici hevesler gerçek sevgiyle karıştırılır oldu. Yalancı hevesleri ‘aşk’ zannederek başlayan evliliklerin kısa zamanda sona erdiği günümüzde Erzurum’un Olur ilçesi Atlı köyünde yaşayan 80’lik Şengül çiftinin 60 yıllık birlikteliği adeta çağdaş bir aşk destanı. Lütfüye ve Necmettin Şengül çiftinin köydeki ilkokulun ikinci sınıfında başlayan aşkları, o günden bugüne aynı heyecan ve saflıkla devam etmiş.

‘Bizim nikâhımız, doğmadan kıyılmış’

Necmettin Bey “Bizim nikâhımız daha doğmadan kıyılmış.” diyerek başlıyor hikâyelerini anlatmaya: “Ben daha 40 günlük bebekken, hanım henüz doğmadan, babam eşimin babasına ‘Şayet bebek kız olursa oğluma verir misin?’ der. Kayınpederim de, ‘Verdim gitti’ der. Yüce Yaratıcı’nın biz doğmadan içimize yerleştirdiği sevgi, ilkokul ikinci sınıfta sevdaya dönüştü. Çocuk yaşta birbirimize olan sevdamızı duymayan kalmadı. Aradan yıllar geçti, büyüdük ve evlendik.”

18 yaşındayken 10 öküz ve 60 koyun parasına denk başlık parasıyla evlenen Şengül çifti, geçtiğimiz günlerde evliliklerinin 60. yılını geride bıraktı. Dile kolay 60 yıl. Lütfüye Hanım, Necmettin Bey’le evlendikleri güne kadar ‘sabit kalem’i ele alıp ne mektuplar yazmış. “Canım sultanım”, “Ömrümün nev baharı” ile başlayan mektupları hâlâ lavanta kokulu çeyiz sandığında saklıyor.

Bir yastıkta altmış yıl

Evlendikten sonra Lütfüye Hanım, Necmettin Bey’i her şeyden ve herkesten kıskanmaya başlamış. Necmettin Bey belki de hayatının akışını, kaderini etkileyen bir hadiseyi şöyle anlatıyor: “1960’larda Almanya’ya işçi olarak gitmek için İstanbul’a gittim. Eşimden aldığım özlem ve duygu yüklü mektubu okuyunca hemen köye geri döndüm.”

Lütfüye ve Necmettin Şengül çiftinin hayatı ‘Bir yastıkta kocayın’ temennisinin de yaşanmış bir örneği. Bedenleri yaşlansa da, ruhları, gönülleri sevgi pınarından beslenen Şengül çifti, akşam olup da herkes yatağına girdiğinde koyun yünü doldurulmuş yastığa baş koyuyor ve bazı geceleri seher vaktine kadar adeta bülbüller gibi şakıyor. Ne mi konuşuyorlar, Necmettin Bey’in ağzından dinleyelim: “Köy yerinde erken yatıp erken kalkmak adettir. Ancak biz hanımla tan yeri ağarana kadar konuşuyoruz. Evlatlarımızı, torunlarımızı, geçmişi, geleceği ve bugünü… Bazen nasıl sabah olduğunun farkına bile varmıyoruz. Biz bile inanamıyoruz. Bal tadında, meltem serinliğinde bir sohbet bizimkisi.”

Paylaşılan, sadece sevgi değil

Yaşlılıktan kırışmaya yüz tutan, dolunay gibi parlak ve güleç simasıyla eşinin sözlerine katıldığını belirten Lütfüye Hanım da Necmettin Bey’i yürekten sevmiş. Gözü ve gönlü kimseyi görmemiş. Köy yerinde orası tarla, burası harman dememiş hep el ele ve omuz omuza çalışmışlar. Kâh yağmur, kâh kar, beraber üşümüşler, beraber ıslanmışlar ve yorulmuşlar ama yılmamışlar birbirlerine destek olmaktan.

Şengül çifti, nereye gitseler hep el ele yürürken birbirlerine sevgilerini dillerinden düşürmüyorlar. ‘Evlilik olur da tartışma, kavga olmaz mı?’ diye soruyoruz, Kocaman bir ‘olmaz’ diyor Lütfüye Hanım: “Evlilik bencillik değildir. Biz hiç tartışmadık, kavga etmedik. Hep sevgimizi, saygımızı dile getirdik. Birbirimiz için nelere katlanmadık, ne fedâkarlıklarda bulunmadık ki.”

Necmettin Bey de eşinin kendisi için büyük bir nimet olduğunu dile getiriyor. Kendi anne ve babasına Lütfüye Hanım’ın kendisinden yüz kat fazla hizmet ettiğini anlatıyor: “Annem babam benden çok eşimi severdi. Çünkü eşim anama babama benden katbekat daha fazla hürmet ve hizmet etmiştir.”

Eşinden önce ölmek istediğini söyleyen Necmettin Bey, “Onun acısına dayanamam. Duam, eşimden önce ölmek. Eğer dünyaya yeniden gelmek mümkün olsaydı yine eşimle evlenirdim. Benim için dünyanın en asil, en güzel, en vefalı kadını o. Allah ondan ve onu yetiştiren ailesinden ebediyen razı olsun.” diyor.

YENİ NESİLLERE DE ÖRNEK OLUYORLAR

Sevgiyle yoğrulmuş bir yuvada altı evlat büyüten Şengül çiftinin damatlarından biri olan Durmuş Kılıç, Atatürk Üniversitesi’nde akademisyen. Kılıç, kendisinin de 29 yıllık evli olduğunu ve evliliklerine model olarak kayınpederi ve kayınvalidesini aldıklarını söylüyor. 25 yaşındaki kızlarının da dedesiyle-ninesinin yolundan yürümek istediğini belirten Durmuş Kılıç, “Kızım, ‘Büyükannem ve büyükbabam gibi mutlu bir yuvaya sahip olmak istiyorum.’ diyor. ” şeklinde konuşuyor. Köylüleri de Şengül çiftinin varlığıyla huzur ve neşe bulduklarını dile getirerek, “Köyümüzde yılların eskitemediği bir çift sevdalı yüreğin bulunması, köklü bir çınar gibi aile kurumunun olması gelecek adına bizlere umut veriyor.” diyorlar.

 

Ersin DEMİRCİ / Zaman Gazetesi

http://www.zaman.com/cuma/60-yildir-her-yerde-el-ele/2001530.html