DOLAR 32,5706
EURO 34,9259
ALTIN 2426,396
BIST 9722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Türk Açılımı – Murat KELEŞ

08.08.2011
619
A+
A-

Malumunuz bir açılımdır gidiyor. Ne kadar çok ihtiyacımız vardı bu açılıma bilemezsiniz? Ülkemizde ticaret hane açabilmek için, milletvekili olabilmek için, yöentici olabilmek için, öğretmen olabilmek için ayrım yapılıyordu değil mi, bu memlekette sadece ana-babası Türk olan bu haklara sahipti değil mi? Sen Kürtsün ben Türküm diyilip ayrım yapıyorduk değil mi? Pek de sevmediğim şair Aziz Nesin’in o meşhur cümlesini ilk okuduğumda ne kadar sinirlenmiştim bilemezsiniz. Ama şimdi görüyorum ki oldukça haklıymış. -Türk halkının %80’i aptaldır.- Sizce de öyle değil miyiz? Allah aşkına bizler doğarken anne babamızı seçebiliyor muyuz? İşte öyle bir duruma geldik ki, artık -haşa- Yüce Yaratanın yaptığını sorgulama noktasına geldik. İnanın ki şu günlerde “keşke benim annem de babam da Türk olsaydı ya da Kürt olsaydı…” diye devam ederek cümleler kuranlar o kadar çok ki. Bizim atalarımız ki yüzyıllar boyu sadece Türk ve Kürt’ten oluşan bir topluluğu değil koskoca 3 kıtadaki rengarenk insanları tek bayrakta, tek devlette toplamış ve sayısız adalet temsilleri göstermişken, bizler de sözüm ona insan hak ve hürriyetleri adına birlik, beraberlik ve huzurlu ortam adına; ona hak, buna hak, ona yat, buna 5 trilyonluk bina, ona gemicik, buna annesinin evinin arka bahçesinde askerlik yaptırarak dillere destan adalet içinde yaşıyoruz. Ve yetmemiş gibi ilköğretim çağındaki yavrularımıza şiirlerde “önceden ülkeyi bi padişah yönetirdi hemde o padişah ne derse o olurdu. Kimse ondan izinsiz hiç birşey yapamazdı. Astığı astık kestiği kesitikdi.” türünden ucube yazılarla beyinlerini yıkıyoruz. Aman ne hoş. Şükretmeyi unutmayalım haa, beterin beteri vardır.

Söz de ezilimişlik adına rant sağlama girişimleri içinde bulunan sözüm ona yöneticilerim bir “Kürt Sorunu” söylemini dillerine pelesenk etmiş; her kanalda, her internet sitesinde, her gazetede gözümün içine soka soka ” bakın biz sizi ayırıyoruz hem de bunu meşrulaştırarak yapıyoruz ve siz vatandaş olma yetisini kazanamamış halk, sesinizi bile çıkaramıyorsunuz.” diyor, biz de -teşbihte hata olmaz- deli koyun gibi başımızla tastik ediyoruz. Affınıza sığınarak bir kaç argo sayılabilecek deyiş eklemek istiyorum. “Atanısını tanımayan it peşinde dolaşır.” Bunu yakın çevremde insanlar sık sık kullanmaya başladı haklı olarak. Tarih sadece öğrenim hayatımız boyunca dersten geçme adına okuduğumuz bir bilim değil. Zaten şimdiki sorunlarımızın kaynağı da bu değil mi? Bugün bir gazetede okudum, görüşme tekniğiyle yapılan bir araştırmada üniversite öğrencilerden, -son bir senede kitap okumadım- diyenlerin oranı %40 gibi azımsanması dahi insanı çılgına çevirecek bir sonucuna ulaşmışlar. Osmanlı Tarihi’nden iki önemli noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. 1. TANZİMAT FERMANI 2. ISLAHAT FERMANI. Siz sayın okurlar şu an zaten internet bağlantınız var gerekli siteleri açıp bu fermanların niçin yayınlandığını, içeriğinin nelerden oluştuğunu ve sonucunda neler olduğunu okuyun. Okuyun ki içler acısı durumumuzu anlayın. Tarihten ders çıkarsak hiç tekerrür eder mi? Ama ediyor işte. Hemşehrilerim, vakit ders çıkarma vakti. “Aman efendim bize ne”ci olmayalım. Hele ki “Biz neyiz canım, sıradan vatandaş, onlar okumuş etmiş, politika yapmış kişiler biz ne anlarız.” demeyin, dedirtmeyin. Mustafa Kemal de bu ülkeyi yönetti, ama hiç bi zaman “ananı da al git” demedi.

Ey Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan sevgili vatandaşlar! Söz de terörü bitirmek adına bu politikayla bizi ayrımak isteyenlerin oyununa gelmeyin. Dağda benim mehmetçiğime kurşun sıkan şerefsize sırf dağdan indi diye 5000TL ve iş imkanı verip, yine aynı dağda şehit olan vatan evlatlarının oğullarına da üniversitede okuyup öğretmen olma umuduyla MEB’in kapısını çalan fakat “hayır devletin X öğretmenliğine ihtiyacı yok” cevabını alan şehit çocuğu bir dükkanda kasiyer olarak çalışıyorsa, bu politikayı çıkaranın da, buna kafa sallayıp onaylayanın da Allah belasını versin.

Türkiye’nin 81 iline, bu illerin tüm köy, nahiye ve mezralarına yol gitti mi? Gitti. Kürt halkımzın yaşadığı yerlere ayrım yapıp dozer yollamadık değil mi? Yolladık tabi. Peki -bazı bölgeleri tenzih ediyorum- o giden dozerler yakılmadı mı, çalışanlara eziyetler edilmedi mi. Bunları ben uydurmuyorum, bu yazıyı okuyanlar benden yaşça oldukça büyük, ben bu olan biteni okudum sizler tanık oldunuz. Benim polisime, benim belediyemin aracına molotof kokteyli atıp 17 yaşındaki yavrucağımın ölümüne sebep olana pişmanlık yasası, zaman aşımı, ıvır zıvır bir sürü kelime oyunuyla serbest bırakıp bir daha bunları yapması için dışarı salan açılım furyası tutkunlarına her geçen gün yeni yeni haklar verip(TRT6, Kürt Dil Edebiyatı bölümü açılma fikirleri, hastahanelerde kürtçe tercüman, kürtçe eğitim dili vs.) durumu sıradanlaştıran yöneticim, Erzurum İli Olur İlçesi Şalpazarı Köyü’nde yaşayan; o köyün suyundan içimiş havasını solumuş, ülkenin dört bir tarafında çeşitli yerlerde çalışan; hali hazırda geçimini kıt kanaat yapan; devletin imkanlarını sınırlı kullanan fazlası olsa “Aman tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır” diyen; köyüne gelmiş devlet memuruna hizmette kusur etmemek için ne yapacağına şaşıran; faturasını, vergisini zamanında yatıran; polisi, askeri görünce önünü ilikleyen ona molotof kokteyli değil de sıcak bir çay veren; Allah devlete millete zeval vermesin dualarını eksik etmeyen vatandaşına da olur da bir gün TÜRK AÇILIMI yapmak ister misin?

Siz okurlara karşı herhangi bi saygıszıklık etmiş olduğumu düşünüyorsanız özür dilerim.

Murat KELEŞ

“Ben vicdanı hür, irfanı hür, fikri hür vatandaşlar isterim” M. Kemal ATATÜRK